İçinizde ki Kötüye Ne Zaman Dur Diyeceksiniz???...

Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek!!!
       Başımı nereye çevirsem şiddet!!!
       Toplumda ki en büyük sorunlar ''spor, kadın, cinsellik''!!!

       Kazan- kaybet psikolojisiyle yetişen erkeklerin egomanyaları yüzünden bu üç konuda sınav vermeye devam ediyoruz. 

       Öncelikle spor konusunda ki kazan-kaybet anlayışımıza hazır bir örnek vermek istiyorum. Geçtiğimiz hafta Yeni Malatya Spor için neler yazıldığını ve konuşulduğunu gördük ve duyduk. 
       Başarısız olmanın sebepleri ve sonuçları tartışılması gereken konuyken, günah keçisi ilan edilen ''Klüp başkanına'' yapılan çirkin saldırılara kadar uzadı. Ne aile hayatına ne de şahsına saygı duyulmadan yazıldı ve çizildi. Bu sadece bugün bu şehirde olan birşey değil maalesef Türkiye de sporun yaşadığı bir şiddet türü. 
      Ben bir spor yazarı değilim, bu işin mutfağını bilenler zaten yazıp çiziyorlar!
      ''Doğruyu yanlışı, eksiği hatayı elbette ki uslübunca yazıp anlatacaklardır.''
      Ben bu işin ''insani ve ahlaki'' boyutunu kaleme alarak, şiddet konusunda giderek boyut atlatan halimizi gözler önüne sermek istedim. 
       Zaten bu toplumda bizi ileriye taşıyacak, daha çağdaş hale getirecek ne varsa hepsi bir şiddet mağduru değil mi?
       Başta da yazdığım gibi ''spor, kadın ve bazen de sanat''!
       Aynı ahlak anlayışını ''kadına şiddet'' konusunda da sürdüren kazan-kaybet stratejisi maalesef geçtiğimiz günlerde bize bir kadınımızı daha canice kaybettirdi.
       ''Pınar Gültekin'' bir erkeğin istek ve beklentilerine cevap vermediği için katledildi. O bu uğurda canını vermişken bazıları da hala utanıp sıkılmadan onun yaşam şekilini, giyinişini tartıştı.
  
        İçinizde ki kötüye ne zaman dur diyeceksiniz bilmiyorum ama, benim erkek çocuğu yetiştirdiği için kendini üstün sayan anne ve babalara diyeceklerim var!
        
       ''İnsan yetiştirin, erkek değil''!
      
       Sizler geleceğinizin ve geleceğimizin en büyük yatırımcısısınız. Artık bilinçlenin!!
       Erkek çocuğu büyütmek bir ayrım  ya da üstünlük değildir.
      
       Kiminiz hoşlanmaz kalemimden, kiminiz alkışlar bilemem. 
       Doğruları yazmama engel değil, çünkü bedelini hepimiz ödüyoruz. 
       Sustuğumuz ve sindirildiğimiz için hergün bir canımızı kurban veriyoruz.
       Bir kadın olarak şahsım da bu konuda mağduriyeti zaman zaman yaşıyorum!!!

       Soruyorum size;
       Kadının şiddet görmediği bir yaşam alanı var mı?
       Evde, işte, sokakta ve hatta trafikte bile!!!
   
       İş yerinde mobbing,
       Trafikte hız ya da sollama adı altında sıkıştırma çabası,
       Evde psikolojik ya da fiziksel şiddet.
    
       Başta da dediğim gibi bunları toplumda hergün yaşayan ve yaşamak zorunda olan kadınlarımız var!
       Toplumda var olmaya çalışan kadınların uğradığı şiddet hiçte azımsanacak nitelikte değil, hatta bir çok kadın bunlara alıştırıldığı için bir şiddete maruz kaldığının farkın da bile değil.
        Bu yüzden bilinçlen ve  susma kadın, susma ki sıra sana da gelmesin!!!
        Ve şunu iyi bil ki; bir erkek evladı yetiştirmek değil, bir insan yetiştirmekle mükellefsin!
        Bu bizim bir kadın değil, bir insan olarak bu topluma karşı bir sorumluluğumuz ve artık zorunluluğumuzdur!!!

YORUM EKLE