EMPATİ = DUYGUDAŞLIK

Biz insanlar aramızda olması gereken en güzel ve en özel duyguyu kaybetmekle başbaşayız. Kimsenin kimseyi anlamadığı bu dünyayı bir süreliğine ortak bir acıda buluşturan yalnızca pandemi süreciydi sanırım. Hala ciddi vaka sayıları olan bu süreçte hepimizin ortak yaşam kaygı ve korkusu vardı. Televizyonlardan izlediğimiz ya da yakınlarımızdan duyduğumuz ölüm ve hastalık süreci  gibi sonları yaşamamak için, ya da başkasının ölümüne sebep olmamak için bir süreliğine kendimizi onların yerine koyarak tedbirli olduk. Yalnız başına bu bile ciddi bir empati gerektirmiyordu belki de.
  
         Empati; Fransız kökenli bir kelime olup,kendini karşındakinin yerine koymak, onun durumunu içselleştirmek diye anlamı olan  ve Türkçemizde de ''duygudaşlık'' diye karşılık bulan, fakat literatürde ki yerini korusa da hayatımızda ki yerini giderek kaybeden ciddi bir kavram.
         
         ''Kendini karşındakinin yerine koymaktan'' giderek uzaklaşmış ve bencillik olarak adlandırdığımız kavramla ciddi anlamda yer değiştirmiş durumda. ''Bana dokunmayan yılan bin yaşasın'' ya da ''banane'' diyerek görüp görmemezlikten tutun da, alenen yapılan haksızlıklara susmak bile bu duygunun ciddi eksikliğinden kaynaklanıyor değil mi?
         
         Acı duyuyorsan canlısın ama başkasının acısını duyabiliyorsan insansın!

         Ne kadar önemli bir detay değil mi?
         Başkasının acısını duyabilmek, banane dememek, ya da onun yerinde bende olabilirdim diye düşünmek..
          Toplumun pozitif iletişime olan açlığının büyük sebeplerinden biridir empati kuramamak.
Çünkü empati; bizim doğuştan varolan özelliklerimizden biridir ve zaman içerisinde şartlara göre insanoğlunda ki yerini kaybetmiştir. Bu durum da bizim çözemediğimiz ciddi sorunlara sebep olmuştur ve olmaya devam etmektedir. 
           Yerini bencilliğe bırakan empati, hala olumlu empati kuruyor olan insanları da manipüle ederek, yani olumsuz empati olarakta yaygın haldedir.
           ''Hayır'' demekten çekindiğiniz insanlara karşı bir suçluluk ya da korku duyuyorsanız da manipüle ediliyor yani olumsuz empatiye maruz kalıyor olabilirsiniz. Çünkü birçoğu  isteklerini elde etmek için artık bu yola başvurmaktadır. 
            Yani hassas ve son derece insani olan bu ''empati kurmak''   duygusunun bile katliyle başbaşayız. 
      
            Empati duygusu olumlu yönde gelişmiş insanlar  genellikle ''kendisine yapılmasını istemediği herhangi olumsuz bir davranısı da başkasına yapmazlar.'' Yani sanıldığı kadar basit bir duygu değildir empati. Bugün televizyonlardan izleyip belki sadece biran gözlerimizi dolduran acılara olan duyarsızlığımızın sebebi maalesef ki bu insani duygulardan giderek uzaklaşıyor olmamız. 
           Aslında hepimiz ciddi insani bağlarla ve duygularla birbirimize bağlıyız. Empatinin en yoğun olduğu anne-çocuk ilişkileri de bu yüzden iletişimi bu kadar sağlam ve gerçektir.
         
            Nesli tükenmekle başbaşa kalan anlayışlı ve duygulu insanların artmasını ve davranışlarına yalnızca kendisi için değil bütünün hayrına olması için de şekil veren, daha çok insan odaklı olan, anlayan, içselleştirebilen bir toplum  diliyorum.
         

YORUM EKLE