Cahillik mi yoksa inançsızlık mı!!!

 Her hafta yazılacak çok güzel şeyler biriktirip yeniden başladığımız yere dönmek ne kadar acı değil mi? 

    Haftalardır verdiğimiz emeğin iki saat içinde yerle bir edilmesine şahit oldu gözlerimiz...

   Sadece 48 saat evinde kal!!!
     Ne büyük bir terbiyeymiş bizim doymayan nefsimize, meğer ölürmüşüz bilemedik! 

      Neredeyse birbirinin canını almaya sebep alacak kadar dönmüş gözümüz!

       Canından olan onca sağlıkçımız, onca hizmet eden insanımız, polisimiz, devletimiz... Hepsi boşuna mıydı?

       Kim içindi acaba bunca emek!
      Hep diyorum kendini bilmeyeni, kendini düşünmeyeni ne kadar düşünürsen düşün ona yardım edemezsin!
     Tepkiler verildi, keşke en az 3-5 gün önceden ilan edilseydi bu yasak diye. Ben size birşey söyleyeyim mi, bir ay önceden söylenip bugün yürürlüğe girse, bu millet yine aynısını yapacaktı. Ya son ana bırakacaktı ya da bir ay boyunca stok yapmak için hergün çarşı-pazar dolaşacaktı. 

    Bizim meselemiz Nefsimizle!
     Hani şu doymayan, hani şu yedikçe yemek isteyen, hani şu kendinin sofrası yetmeyip başkasının sofrasına da göz diken!

     Eyvah, eyvah!!!
     Açlıktan ölen çocukların imdadına koşan millet nerede?
     Sadece iki gün bile evinde kalamayan, açlıktan öleceğini zanneden şu insanların vay haline...
      Neye nefsinle koşsan hüsrana uğradın hâlâ anlamadın mı. O doymayan karnın değil, nefsin ve gözün hâlâ aymadın mı. Biz yoksulları değil, karnı tokları doyuramadığımız için bugün açlıkla ve yoksullukla savaşıyoruz zaten hâlâ bunu göremedin mi?

    Zaten hep daha fazlası diye kaybetmedik mi insan yanlarımızı...

     Sadece ekmek ve belki de su ihtiyacının karşılanmasıyla idâre edilebilecek 48 saat bile seni  bu duruma geriyorsa otur o nefsini yokla!

   Daha önce de yazmıştım ben "şükürsüz mü olduk, yoksa doyumsuz mu! 
Bugün görüyorum ki, doyumsuz olmuş insanoģlu. Kendi benliğine göz dikecek kadar bağımlı olmuş nefsine. 
    Kuşlara bakın, ne ekerler, ne biçerler. Bulunca yerler ve kalanını bile yerinde bırakıp giderler... Nasıl da eminler açlıktan ölmeyeceklerinden değil mi! Nasıl da güzel uçuşup neşeyle dolaşıyorlar! 

     Peki yarına ne olacağını bilmeyen  insanoğlunun, bu kıtlık ve açlık bilinci neden?

      Hani diyor ya Nisa suresi 79. Ayette; "Başına gelen her iyilik Allahtan, başına gelen her kötülükte senin kendi nefsindendir" diye. 

       İşte bütün mesele şu bir satırlık cümle de. Birşeyler vesile olacak ya belki de! 

    Adına ne dersen de ama "cahillik" deme! 

      Çünkü okumuşu da dışarıdaydı, okumamışı da. En iyi mühitlerde de herkes sokaktaydı, sadece ekmek alacak duru mu olanlarda! 

       Bunun tek bir açıklaması var oda; Bir kuş kadar olamayan, yedikçe doyamayan insanoğlunun birazcıkta olsa nefsini terbiye edip, Allah'a iman edenemesinde!

YORUM EKLE