Geçenlerde öyle güzel bir yazının içinde buldum ki kendimi! Kendim de bu konuda birşeyler söylemeli ya da yazmalıyım diye sorumlu hissettim!
Sanal dünya ve gerçek dünya da aynı anda olabilen tek kavram galiba ''doymamışlık ve hazımsızlık''!
Lüks villaların, son model arabaların, en cafcaflı giyim kuşamların altına yazılmış en afilli insani sözler!
Çağın yeni insan olma modeli!!!
Üstelik gönüllüsü çok ki, alıp giyineni baya bir rant kazandı!
Psikolojinin Üstadı ''Nietzsche'' olsa da bu konuda ki tanısını koysa diye merak etmeden duramıyor insan!
Kendi doğasından uzaklaştıkça, nasılda çirkinleşiyor insan...
Olmadık ünvanlar, olmadık yaşam şekilleri üzerinden kendini tanımlamayı nasıl da benimsemiş ki amansız bir şekilde kendini pazarlıyor.
Peki teknolojinin iyi yönlerini savunup duranlara karşı olumsuz yönlerini ele alacak kaç tane bilim ve akıl insanı var ki!
Giderek güzellik, çirkinlik, sevilme, sevilmeme ya da gerçekte yaşadığımız bütün duyguların sosyal medyayla emildiğini farketmek için daha neler olmalı acaba!
Zaten ''corona'' yüzünden evde eğitim alan çocukların vay haline demekten kendimi alamıyorum.
Sosyalleşmenin yok edildiği çağ!!!
Dijital dünya kulağa hoş geliyor gelmesine de; acaba bize neler yapıyor?
-Duygusuz çocuklar,
-Yalnız bireyler,
-Güvensizlik,
-Sosyal medya adı altında a-sosyal yeni ve gelecek nesil.
Alt alta yazdıkça yazmak mümkün. Hele bir de özentinin yaptığı travmalar var ki artık kanıksanmış durumda.
-Görüntüsünden memnun olamayan kız çocukları,
-Fotoğrafına yeterince beğeni alamayan ve beğenilme duygusunu buna bağlayan gençler,
-Zamanının çoğunu gereksiz bilgi öğrenerek geçiren bireyler,
-Kimin hayatında neler var diye merak duygusunu bir dolu gereksiz olayların olduğu videolara tıklayan umutsuz ev hanımları.
İnanın bana bunlar sadece çok az ve masum olanı!!!
Belki yıllar sonra şuan okuduğunuz bu yazının bile doğruluk payının sorgulanacağı değerlerin katliyle başbaşayız.
Herkes dünya da neler oluyor ya da bize neler yapılıyor diye oturup etraflıca bir düşünmeli!
Benden söylemesi!!!