Başkasının Yerine Utanma Sendromu...

Alıştırılmış kötülükler, kanıksanmış yitik değerler...
 
    İşte bu zamanın en büyük imtihanı!

    Böyle bir zamanda yaşamak biraz kalbi ve insani değerleri olan herkese yeter!

    Hergün her an kulaklarımızın dolusu duyduğumuz kötü hadiseler. İnsanların bunlardan bahsederken ki duyarsız ve umarsızlığı. Herşeyin artık normalmiş gibi sıradan yaşanması.

    Bu kadarı fazla diyen benliğime, susma yaz diyen kalemimle teselli olma çabası!!!

    Sebeplere, şartlara, zamana ve örneklere bakarak kötüyü ve değersizliği yaşamanın suçunu üzerine almayan insancıklar topluluğu.
    Ne yazsam az kalacak çünkü sonucu koca bir hayal kırıklığı!
    Son zamanlarda yaşadığımız en yoğun duygu şu ki ''başkasının yerine utanma sendromu''!
    Çağın hastalıkları arasından biri gibi dursa da yüksek empati duygusundan kaynaklı olup artık hayatımızın içinde daha çok oluyor oluşu.
    Sizde de oluyor mu bu?
    Başkasının davranışının sizin başınızı öne eğmişliği!

    Olmaması kabahat olmalı, çünkü artık utanmak diye bir kavram kalmadı.
    Olanlar da zaten kendinden çok olmayanlardan utanıyor olmalı!
    Eskiden televizyonlarda olan samimi film sahnelerinde başını öne eğenler bilirler aslında bu duygunun ne demek olduğunu. Ama o televizyonlardı ve kapatırdınız.
    Şimdi hem filmlerin her sahnesi hem de hayatın her alanı artık bunlarla dolu!
    Entrika, yalan, ihanet, ahlaksızlık ve adını sayamadığım değersizlikler topluluğu.
    Bütün bunlara ek olarak söylemeliyim ki; onaylamayan ama hiçbir şey yapmadan duran insanlar da bu değersizliğin en önemli parçası.

    Artık devir böyle diye diye alıştırdığınız herşeye susarak izin verdiğinizi size kim söyleyecek bilmiyorum ama susmak ve göz yummak gördüğüm en büyük cesaret olmalı!

    Yazmak, anlatmak ve konuşmak değil!!!

YORUM EKLE